Danimarka menşeli JSYK markasının açılış lansmanında Uzm. Psikolog Aydan Ayrık Evdeki huzur ve mutluluk için gereklileri anlattı. İyi okumalar dileriz.
Bir evi mutlu bir ev yapan şeyler nelerdir? Mutlu bir evin olmazsa olmazları nelerdir?
Sevgi, şefkat, huzur ve güven ortamının varlığı bir evi mutlu ev yapan şeylerin başında gelir. Empatinin, anlayışın, yapıcı çözümlerin sunulduğu tutumlar mutlu bir ev ortamı için önemlidir.
Mutlu bir evin olmazsa olmazları: Olduğu kadarıyla sıcak, samimi bir atmosferin olması, evdeki birey ya da kişilerin kendilerini olduğu gibi rahat hissettikleri zaman geçirmeyi isteyecekleri ortamı yaratmalarıdır. Gevşeyebileceklerini sağlayan, kendilerini dinlendirecek eşya ve alanlarının olması bu noktada önemlidir.
İlla çok büyük şeyler olma şartı olmadan da keyifli bir film seyretmek, güzel bir kitap okumak ya da battaniyeyi üzerinize çekip sevdiğiniz bir müziği dinlemekte bir evin mutluluk kaynakları arasında olabilir.
Kendimizi güvende ve mutlu hissetmemizi sağlayan her şey bu evin içinde olmalıdır. Çünkü evdeki enerji günlük hayatımıza, yaşantımızın geneline yansır.
Mutlu bir evde neler yoktur ya da neler olmamalıdır sizce?
Günlük hayatın karmaşası öncesinde ve sonrasında sığındığımız, kendimizi güvende hissettiğimiz, dinlendiğimiz kişisel alanımız evimizdir. Bu güven ve huzur balansını bozabilecek duygu durumumuza bağlı negatif süreçlerin eve ya da kişilere yansıtılmaması süreç için önemli bir durum olacaktır.
Mutlu ve huzur dolu bir evde her zaman sohbet edilebilecek şeyler bulunur. Bu sohbetlerin kişilerin birbirine eleştirel ya da yargılayıcı davranmayarak denge de tutup ifade etmesi önemlidir. Yapılan eleştirinin, yapıcı olması mutlu bir ev de var olandır.
Gerginliğin eve aktarılması, güler yüzlü olunmaması, sert üsluplarla tepkilerin verilmesi yıkıcı hislere yol açıp, ev huzurunu da bozacaktır. Tedirginlik ve kaygıların çok fazla kişilere aktarılması evde güvende hissetme alanının bozulmasına sebebiyet verecektir. Bu nedenle mutlu bir ev de yıkıcı tutumlardan kaçınılmalıdır.
Hangi renk tonları evlerde huzurlu bir ortam yaratır?
Renklerin beyin bölgelerine ve insan psikolojisine olan etkisi birçok sinirbilimci ve felsefeci tarafından araştırma konusu olmuştur. Renklerin nasıl algılandığı, beyin bölgelerinin bazı kısımlarıyla bağlantıları araştırılmıştır.
Bu konuyla ilgili iki ayırım söz konusudur. 1. Renklerin bireysel, durumsal algılamayla ilişkin olduğuyla ilgilidir. 2. ise Beynimizin doğası gereği renklerle olan ilişkisinin olduğudur.
Evde huzurlu bir ortam yaratmak için renklerin hangi hisleri verdiğini bilmemiz, dekorasyonda doğru etkiyi yakalamak için önemlidir. Bunun dışında renklerin hangi odada ne ölçüde kullanılacağının da önemli olduğu vurgulanmaktadır.
Renk teorisine göre soğuk renkler; dinginlik, yaratıcılık, barış ve huzur, rahatlama canlı renkleri ise; enerji, canlılık, neşe ve heyecan hissini uyandırmak için kullanılıyor.
Evlerde huzurlu bir ortam yaratmak amacıyla gri, yeşil tonları, pembe, beyaz, mavi renklerinin huzur, rahatlama, odaklanma da artışta pozitif etkilerinin olduğu bilinmektedir. Bu renkler huzur ve güven veren bir etkiye sahip olduğundan huzurlu ve dingin bir ortam yaratmak isteyen kişiler için vazgeçilmez bir renk seçeneği olabiliyor.
Evdeki mutluluk yaşam kalitemizi nasıl etkiliyor?
Evdeki mutluluk bireylerin yaşam enerjisini yükseltmektedir. Bu enerji kişinin yaratıcılığını, üretkenliğini, verimliliğini destekler. Mutlu bireyler var olan potansiyellerini en iyi şekilde ortaya koyabilirler. Bu da aile, iş, sosyal hayatlarında pozitif bir tatmin sağlar. Kişilerin yaşam kalitelerini bilişsel süreçleri yakından etkiler. Konsantrasyon, dikkati sürdürebilme, hafıza becerileri, plan yapabilme ve organize olabilme gibi bilişsel süreçler kişinin duygu durumuna bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Kaygılı ve mutsuz bireylerde dikkati sürdürememe, unutkanlık, kendini izole etme, ilişkilerin de bozulma gibi yaşam kalitesini düşürecek etmenler yaşanırken. Duygu durumu stabil ve mutlu olan bireyler de bu durum tam tersidir.
Evdeki mutluluğumuz sosyal becerilerimizi (iletişimi başlatma, sürdürme gibi) Olumlu yönde etkiler ve sosyal ilişkilerde de bağlar kurmamıza fayda sağlar.
Danimarka’nın Hygge felsefesini evdeki mutluluk açısından nasıl yorumlarsınız?
Hygge felsefesini tam olarak Türkçe karşılığı bulunmasa da birçok literatür de, bu felsefeden; hayattan minimal şeylerden keyif alarak, sıcak, rahat ve samimi, kişisel gelişimin de içinde olduğu bir yaşam sürmek olarak bahsediliyor. Aslında kendi başına bir tür mutluluk felsefesi olarak kabul ediliyor. Bu felsefe kişilerin evlerinde güvenli, huzurlu olmalarını sağlamaları için öneriler verip, ortamlar yaratmalarına olanak sağlıyor.
An da kalmamızı isteyen Hygge felsefesi günlük kaygı, geçmiş ve gelecek kaygısı, gerginlik veren düşünceler ve problemlerimizi evin içine girdiğimiz de dışarı da kalması için gerekli koşulları ev ortamımıza yansıtıyor. An da/ şimdi de pozitif kalabilmemiz bunu dengeleyebilmemiz için çözümleri, önerileri var. Buna da bir tür arınma denilebilir.
Evi güvenli ve huzurlu bir sığınak haline getirmemizi isteyen bu felsefe evdeki mutluluk için neredeyse tüm olanakları sağlarken, kişilere gerginlik veren mükemmeliyetçi tutumlardan uzaklaşması için de ayrıca bir öğreti niteliğinde.
Hygge felsefesinin insanın ev ortamındaki mutluluğu, huzur ve güven ortamını desteklediği ve bireylerin yaşam kalitesini etkin şekilde arttırdığı söylenebilir.
Çocukların psikolojik gelişimi açısından huzurlu ve mutlu bir ev neden önemli?
Her bireyin kendiyle ilgili oluşturduğu temel inançları vardır. Bunlar değerlilik, yeterlilik, sevilen biri olduğumuzu düşünme, güvende olduğumuzu hissetmek gibi inançlardır. Bu inançların çoğunun temeli çocukluk çağı dönemimizde atılmaktadır. Bu inançlar içinde bulunduğumuz ev ortamıyla yakın ilintilidir.
Ebeveynlerin duygularını kontrol etme, öfke, kaygı gibi duygular hissettiğinde ev ortamında kendilerini nasıl sakinleştirdikleri çocuklar tarafından rol model alınmaktadır. Bu da çocukların psikolojik gelişimin de dayanıklılıklarını olumlu ya da olumsuz olacak şekilde etkilemektedir. Mutlu ve huzurlu bir ev ortamın da büyüyen çocukların temel inançları pozitiftir ve kendilerini oldukları gibi kabul ederler, kendilerine olan güvenleri sağlamdır. Problem çözme becerileri gelişmiştir ve hayatta karşılaşacakları zorlukların daha kolay üstesinden gelebilirler.